Hep söylenen sağlıklı ve dengeli beslenmek, hareketli kalmak, sigara kullanmamak, alkol tüketimini azaltmak kalp ve damar sağlığı açısından çok önemlidir. Evet, bu söylemler çok doğrudur. Bazı alışkanlıklar daha çocukken kazanılır ve ömür boyu sürdürülebilir. Diyelim ki böyle bir alışkanlık geliştiremediniz, bir ömür geliştiremeyeceğiniz anlamına gelmez. Nereden başlanırsa kardır. Bu tür alışkanlıkların edinilmesi ve sürekliliğinin sağlanması kolay olmayabilir ancak imkansız değildir.
İletişim araçlarının gelişimi yanında yanlış bilgilendirmeler sağlığımızı tehtit edebilir. Bu nedenle Kalp ve Damar sağlığı hakkında doktorunuzun önerilerine uyduğunuz sürece kontrol altında tutulabilir risklerden uzak kalırsınız.
Bu yazımızda halk arasında kalp ve damar sağlığı hakkında bilinen yalnışlara değinmek istiyoruz.
-
Öncelikle belirtmek isteriz ki, sürekli ilaç kullanmayı gerektiren hastalıklarda iyileşme gözlemseniz dahi ilacınızı kendi başınıza bırakma kararı almayınız. Özellikle diyebet, kalp ve damar hastalıkları, tansiyon düşürücü olarak reçetelenen ilaçlarınızı doktor tavsiyesi olmadan BIRAKMAYINIZ ve başkaları ile paylaşmayınız.
-
Tansiyon yükseldiğinde limon veya greyfurt suyu içmenin sarımsak, soğan yemenin kan basıncını düşürdüğüne dair yaygın bir inanış vardır. Oysa yapılan birçok bilimsel çalışmada, bunların direkt olarak tansiyon düşürücü etkileri olmadığı gösterilmiştir. Yani bunlar ilaç yerine geçmez. Bol bol tüketimi çok faydalıdır ancak ilaç değildirler. Kalp ve damar hastalıkları üzerindekietkileri ilaçların etkisi gibi olmaz, ilaç yerini tutmaz.
-
Düşünülenin aksine kalp hastaları, damarlarının açık olup olmamasına ve kalp yetersizliklerinin derecesine göre egzersiz yapabilirler. En yararlı kardiyovasküler egzersizler yürüyüş veya yavaş koşu gibi egzersizlerdir. Ağırlık kaldırmaya veya vücuda yük bindirmeye yönelik egzersizler ise pek yarar sağlamadığı gibi bazı hastalarda zararlı bile olabiliyor. Ancak egzersize başlamadan önce mutlaka efor veya egzersiz testi yapılmalı ve hekimin önerilerine uyulmalıdır.
-
Sanılanın aksine yemek pişirirken veya kahvaltıda tereyağı, margarin gibi katı yağlar kullanılmamalıdır. Çünkü besin değerleri yüksek olmalarına rağmen çok yoğun oranda ağır zincirli ve doğmuş yağlar içermeleri nedeniyle bu yağların damar sertliğini artırma olasılığı çok yüksektir. Dolayısıyla sık veya aşırı tüketilmeleri kalp sağlığını olumsuz yönde etkiler. Zeytinyağ gibi bitkisel yağları tüketiniz.Bir kilo sebze yemeği için 1-2 çorba kaşığı zeytinyağı kullanmanın yeterli olduğunu söylemek istiyoruz.
-
Bitter çikolata ve kahvenin kalp damar hastalıkları açısından yararlı olabileceği ve koruyucu etkileri olduğuna yönelik bilimsel olarak yeterli ve güvenilir veriler henüz mevcut değildir. Üstelik özelikle kalp yetersizliği, kalp damar tıkanıklığı veya ritim bozukluğu olan hastaların aşırı çikolata ve kahve tüketiminden kaçınmaları gerekir. Unutulmamalıdır ki, fazla şeker, çikolata tüketimi kilo alımına ve beraberinde şeker hastalığına da neden olabilir.
-
Toplumdaki yaygın inanışın kalp ve damar hastalığı olan kişilerin kolesterol içerdiğinden yumurta yememeleri gerektiği düşüncesi yagındır. Aksine bu grup hastaların haftada 2-3 yumurta yemelerinde bir sakınca yoktur. Haşlanmış yumurta ya da yağsız sebzeli omlet olarak tüketmenizi etmenizi öneririz.
-
Omega-3 denilen yağ asitleri içeren diyetler pıhtı oluşumunu azaltıp damarları genişletmek, trigliserid seviyesini düşürmek, kan basıncını düşürmek gibi çok önemli yararlar sağlar. Amerikan Kalp Cemiyeti beslenmede günde ortalama 1 gram kadar omega yağ asidi alınmasını önerir. Buna karşın için her gün balık yağı takviyesi almanın kalp damar hastalıklarını önlemede belirgin bir yararı olmadığının altı çizilmektedir. Bunun yerine haftada 2 kez balık tüketmek gerekli omega-3 alınması için yeterlidir üstelikte keyifli. Balığınızı kızartma yerine ızgara veya fırında pişirerek tüketmeniz faydalı olacaktır.