Besin alerjisi bebeklik, çocukluk döneminden ve hatta anne karnından başlayarak insan hayatını etkilemektedir. Bu nedenle alerjisi olan kişilerin beslenmelerine çok küçük yaşlarda dikkat edilmeli ve alerjiden kaynaklı beslenmelerinden çıkardıkları besinlerin yerine uygun olanlar eklenerek yetersiz ve dengesiz beslenmeleri önlenmelidir. Besinlerin neden olduğu düşünülen her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak doğru değildir.
Besin reaksiyonları iki gruba ayrılır: Herhangi bir alerjenin ve savunma sisteminin aşırı reaksiyonunun söz konusu olmadığı, diğer mekanizmalarla oluşan anormal yanıtların olduğu reaksiyonlar “Besin İntolaransı” olarak adlandırılmaktadır.
Besin intoleransı; belirtileri çoğu zaman belirsizdir ve problemin nedeni olan besin her zaman doğru tanımlanamaz. Kişiler genellikle hasta gibi hissetmekten, şişkinlikten ve yorgunluk, halsizlikten şikayet ederler. Besin intoleransı, kendini farklı şekilde gösterebilen, vücudun belli besinlere karşı gösterdiği olağan dışı reaksiyonlardır.
Besin alerjisi ise vücudun besinlere karşı gösterdiği immün sistem kaynaklı istenmeyen reaksiyonlardır. Bunlar alerji meydana getiren besinler olup sindirilmesini takiben akut olarak başlayan anaflaksis gibi ciddi rahatsızlıklarla sonuçlanır. Ayrıca atopik dermatit gibi kronik rahatsızlıkların da gelişmesinde rol oynar.
En çok alejiye neden olan besinler; yumurta, süt, yer fıstığı, fıstık, soya fasülyesi, kabuklu deniz ürünleri, fındık ve buğdaydır.
Besin alerjilerine karşı kanıtlanmış tek tedavi kesinlikle alerjiye neden olan yiyecek ve içeceklerin diyetten çıkarılmasıdır. Ayrıca enjeksiyon nedeniyle, soluma yoluyla veya cilt teması ile reaksiyona neden olan alerjenlerden uzak durulmalıdır.
* Alerjenlerden kısıtlanmış dengeli bir beslenme uygulanmalıdır. Hasta ve yakınları bu konularda eğitilmelidir. Alerjenleri ihtiva eden besinler veya karışımlar konusunda bilgilendirilmelidirler.
* Alerjen; allerjik reaksiyona neden olan maddeye denir.